| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| çağdaş: | modern, contemporary, contemporaneous, up to date, coeval, latterday | |
| çağdaş yaşamın telaşı: | hurry of modern life | |
| çağdaş yaşamın gerginliğini çekmek: | [fiil] to suffer from the strain of modern life | |
| çağdaş yaşamın yarattığı gerginlik: | strain of modern life | |
| çağdaş portföy kuramı: | modern portfolio theory | |
| çağdaş dilleri öğrenmek: | [fiil] to read modern languages | |
| çağdaş modern dilleri öğrenmek: | [fiil] to read modern languages | |
| çağdaş ve popüler kültüre dayalı sanat: | pop art | |
| çağdaş cumhuriyetçilik: | modern republicanism | |
| çağdaş toplumun temelleri: | [isim] foundations of modern society, foundations of a modern society |
[ son aranan 10 kelime: sola sapmak | tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş | bağımlısı olmak | cansız söylemek | (concert) to give | ölüm oranı | kızgın bir sesle söylemek | ınspire | yüzey kalitesini iyileştirmek amacıyla kâğıda katkı malzemesi eklemek | çağdaş ]