
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ölümü cesaretle karşılamak: | face death | |
| ölümü yakın: | on one's last legs | |
| ölümü yakın olmak: | be on one's last legs | |
| ölümü ona dokundı: | his death did not impinge on her | |
| ölümü münasebetiyle: | on the occasion of his death | |
| ölümü sükûnetle karşılamak: | [fiil] to meet death calmly |