TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| isteği yerine getirmek: | supply a want |
| borsa başkanının yerine getirilmeyen yükümlülükler hakkındaki açıklaması: | declaration of default |
| bir televizyon alıcısına resimlerin radyo dalgaları yerine kabloyla aktarılması: | closed circuit |
| (Uzakdoğu ülkelerinde akreditif yerine kullanılır: | authority to purchase |
| (US) bir şirketin kötü yönetiminden ya da sorumlulukların yerine getirilmemiş olmasından ötürü: | shareholder derivative suit |
| polisin görevini yerine getirmemesi: | police failure |
| birbirinin yerine kullanılabilen üretim talebi (kömür yerine petrol ya da doğalgazın ısınmak için kullanılması gibi: | composite demand |
| organik büyüme (başka şirketler satınalma yerine , iç bünye gelişmesi yoluyla iş hacminin artırılması: | organic growth |
| ithal mallar yerine milli üretim mallarını ikame ederek bir milletin başka ülkelere olan bağımlılığını azaltma girişimi: | autarky |
| hemen emri (derhal yerine getirilmesi yoksa iptal edilmesi için verilen borsa emri: | immediate order |