
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ağırlık: | weight, heaviness, weightiness, gravity, force of gravity, dullness, slowness, severity, arduousness, avoirdupois, heft, massiveness, plummet, ponderosity | |
| ağırlık azaltma: | jettison | |
| ağırlık boşaltmak: | jettison | |
| ağırlık çökmesi: | somnolence | |
| ağırlık koymak: | add weight to | |
| ağırlık kontrolcüsü: | check weighter | |
| ağırlık basması: | incubus | |
| ağırlık itibariyle: | by weight | |
| ağırlık üzerinden alınan gümrük resmine değer üzerinden alınan bir resmin eklenmesiyle meydana gelen çifte vergi: | compound duty | |
| ağırlık fazlası: | excess weight, excess of weight | |
| ağırlık vermek: | lie heavy on smb. |