| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| accessory: | [isim] eklenti | |
| accessory rights: | [isim] feri haklar | |
| accessory obliger: | feri borçlu, ikinci derecede borçlu, kefil | |
| accessory after the fact: | suç işlendikten sonra suçluya yataklık eden feri fail, suçluyu saklayan kişi, cürüm işlendikten sonra suç ortağı olan kimse, suçluya yataklık eden feri fail | |
| accessory at the fact: | suçun işlenmesi sırasında katılan feri fail | |
| accessory before the fact: | suçun işlenmesine teşvik ve tahrikle katılan feri fail, suçun işlenmesine teşvik veya tahrik suretiyle önceden katılan feri fail | |
| accessory during the fact: | suçun işlenmesi sırasında katılan feri fail | |
| accessory in the fact: | suçun işlenmesi sırasında iştirak eden feri fail, suçun işlenmesi sırasında katılan feri fail | |
| accessory charges: | [isim] feri ücretler | |
| accessory expenses: | [isim] feri masraflar | |
| accessory circumstances: | [isim] feri şartlar, yardımcı şartlar |
[ son aranan 10 kelime: permanent staff | drive train | adli sicil | to be out of the country | önerge tarihi | undistinguishable | sel | dividend rates | manifaturacı | accessory ]