TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| aklını çelmek: | persuade, bias, dissuade, allure, beguile, cozen, draw in, entice away, infatuate, prepossess, suborn, sway |
| aklını başına getirmek: | bring smb. to his senses, disenchant, sober, sober up, undeceive |
| aklını başına toplanmak: | gather oneself together |
| aklını başından alan: | ravishing |
| aklını başından almak: | allure, sweep smb. off his feet, enamor, enamour [Brit.], enchant, enrapture, infatuate |
| aklını bozmak: | get one's claws into |
| aklını kaybetmek: | [fiil] to lose one's senses, to go out of one's mind |
| aklını kaybetmiş: | berserk |
| aklını kullanma: | appeal to reason |
| aklını kaçırmak: | loose one's marbles |