| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| apparent: | [sıfat] belli, açık, aşikâr, ortada, bariz, besbelli, anlaşılır, görünüşte olan |
| apparent density: | görünür yoğunluk |
| apparent motion: | goreli devinim |
| apparent power: | gorunur guc |
| apparent maturity: | poliçenin vadesinin geldiği gün, vadenin kabulü, senedin vadesinin geldiği gün |
| apparent pims: | zahiri kâr |
| apparent authority: | [isim] temsil olunan kişinin temsilcisinin kullanmasına izin verdiği yetki, üçüncü şahısların normal dikkat sarf ederek kabul etmekte haklı oldukları temsil yetkisi, zımnî yetki |
| apparent heir: | meşru mirasçı, (Br) murisinden önce ölmediği sürece mirasçı olduğu kesin kişi |
| apparent agent: | yetkili veya yetkisiz üçüncü şahıslara mantıken başka birinin mümessili gibi görünen kişi |
| apparent damage: | yükün gemiden boşaltılması sırasında farkına varılan hasar |
| apparent danger: | görünür tehlike |