| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| biriken saatler: | [isim] hours accumulative | |
| biriken talep: | accumulated demand | |
| biriken borçlar: | [isim] accumulative debts, run up debts | |
| biriken masraflar: | [isim] charges accruing | |
| biriken işleri temizlemek: | [fiil] to clear off arrears of work | |
| biriken işleri yetiştirmek: | [fiil] to overtake arrears of work |
[ son aranan 10 kelime: metinleri karşılaştırarak okumak | titrate | hold | politikanın ekonomik etmenler açısından incelenmesi | miktarı ağırlık olarak değil | haksız mal iktisabı | rakibinin ününü zedelemek amacıyla kötü yollarla politik savaşa girişen kişi | airmail stamps | müessesenin çalışma durumuna göre değişen yüklemler | biriken ]