| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| birine: | to give sb a handle against sb | |
| birine bir iyilik yapmak: | [fiil] to do a good turn to sb | |
| birine vasiyetinde birşey vermek: | [fiil] to give sb sth in one's will | |
| birine bir soru sormak: | [fiil] to ask sb a question | |
| birine durup dururken bir soru sormak: | [fiil] to lump into sb with a question | |
| birine uygun eş olmak: | [fiil] to be a match for sb | |
| birine soru sorar gibi bakış fırlatmak: | [fiil] to make a query to sb | |
| birine sorular sorarak şaşkına çevirmek: | [fiil] to perplex sb with questions | |
| birine bir soru sorarak sıkıntıya sokmak: | [fiil] to puzzle sb with a question | |
| birine oyun oynamak: | [fiil] to play sb false, to juggle with sb, to play a pretty trick upon sb, to play tricks upon sb, to play sb a trick | |
| birine kötü oyun oynamak: | [fiil] to do sb an ill turn |
[ son aranan 10 kelime: fiktif | bir ürünü satın alanlara verilen armağan | fikirli | borçlu ve alacaklıların şahsi ya da firma adlarıyla tutulan büyük defter hesapları | sparseness | gidip gelmek | çıkartma | büyükelçi kadın | to bump ligthly against sth | birine ]