| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| bizzat: | personally, in person | |
| bizzat: | myself, itself, himself, herself | |
| bizzat imzalamak: | [fiil] to sign personally | |
| bizzat veya temsilcisiz bizzat hazır bulunmak suretiyle: | in person | |
| bizzat inceleme: | autopsy | |
| bizzat kendim: | my own self | |
| bizzat kendisi: | in the flesh | |
| bizzat ya da vekil aracılığıyla mahkeme huzuruna çıkmak: | [fiil] to appear | |
| bizzat ilgilenmek: | [fiil] to personally involved |
[ son aranan 10 kelime: a.m | yol yapımı | insanlık dışı bir şekilde | silkinti | olağan üstü | ambar ağzı | pembe | to have iron nerve (nerves of steel) | altın | bizzat ]