
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| bone: | [sıfat] kemik, kemikten yapılmış | |
| bone: | [isim] kemik, kılçık; anlaşmazlık konusu, tartışma konusu | |
| bone: | [fiil] kemiklerini ayıklamak, kılçığını ayırmak | |
| bone: | Kemik, os. | |
| bone china: | ince porselen | |
| bone abscess: | kemik apsesi | |
| bone up on: | çok çalışmak, ineklemek | |
| bone of contention: | dava konusu, çekişme nedeni | |
| bone dry: | kupkuru, içkisiz, alkol karşıtı | |
| bone headed: | kalın kafalı, mankafa, dangalak | |
| bone meal: | kemik yemi | |
| bone marrow: | kemik iliği | |
| bone idle: | uyuşuk, çok tembel |