
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| bore: | [isim] sıkıcı şey, sıkıntı, sıkıcı tip; dert, belâ; delik, oyu; kuyu; çap (mermi), yüksek dalga; sonda; kalibre | |
| bore: | [fiil] sıkmak, can sıkmak, bunaltmak; daraltmak, delmek, delik açmak, oymak; kabak tadı vermek; sondaj yapmak, kafa uzatmak (at) | |
| bore: | kovan |