TELAFFUZKELİMEANLAM
bound:[isim]  sıçrama, fırlama, zıplama, sekme; sınır; avut; yasak bölge
bound:[sıfat]  bağlı, mecbur, zorunlu, engellenen; gitmek üzere, yola çıkmış; nedeniyle
bound:[fiil]  zıplamak, sıçramak, zıplaya zıplaya gitmek, sekip geri gelmek, sınırlarını çizmek, sınırlamak, kısıtlamak
bound by an oath:yeminli
bound electron:bagli elektron
bound insert:ilaveli
bound to:zorunlu, mutlâka
bound up with:bağlı olmak, ilgili olmak
bound apprentice:sözleşmeyle çalışan çırak
bound by a restriction:kayıtlı
bound for:gitmek üzere, müteveccihen
bound up in:bağlı, düşkün



[ son aranan 10 kelime: behove | to content oneself | sırtını | to have suffered taxes | panning | clogging | send on delivery consignment | challengıng | içini oymak | bound ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2025 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0041