TELAFFUZKELİMEANLAM
bow:londra'da bir kilise
bow:[isim]  reverans; başla selamlama; boyun eğme; pruva, baş
bow:[fiil]  eğmek, eğilmek, başla selamlamak, reverans yapmak, boyun eğmek; çekilmek
bow tie:fiyonk, papyon
bow and scrape:yaltaklanmak, sahte bir saygı göstermek
bow bells:londra'daki bow kilisesinin çan sesleri
bow down:[fiil]  boyun eğmek
bow for a violin:kemane
bow with which a stringed instrument is played:yay
bow legged:çarpık bacaklı, parantez bacaklı
bow out:[isim]  başını eğerek çıkmak, çekilmek



[ son aranan 10 kelime: built | atm | intensive | bademcik taşı | çalım | paper fastener | saçak | marginal pims | bass control | bow ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2025 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0127