TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
clamp: | [isim] küme, yığın, ambar (yeraltı), kenet, mengene, kıskaç, kelepçe | |
clamp: | [fiil] sıkıştırmak, kenetlemek, kasmak | |
clamp: | kelepçe | |
clamp: | Ameliyat esnasında kanayan damarı sıkıştırmak veya herhangi bir kısmı tutmak için kullanılan cerrahi alet, pens. | |
clamp: | klemp | |
clamp down: | sıkıştırmak, aman vermemek, daha duyarlı davranmak, üzerine gitmek | |
clamp coupling: | kenetli kavrama, sıkma, kavrama | |
clamp screw: | [isim] sıkma vidası | |
clamp down on credit: | krediyi sınırlama |