TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| complementary: | [sıfat] tamamlayıcı, tümleyici, bütünler |
| complementary: | Tamamlayan. |
| complementary event: | tumleyen (tumler) olay |
| complementary operation: | tumler islem |
| complementary representation: | tumler gosterim |
| complementary social security scheme: | tamamlayıcı sosyal güvenlik sistemi |
| complementary in itself: | belli bir konuyu tamamen kapsayan tadilat veya zeyil (ek niteliğinde olmayan ; müstakil ; başlıbaşına bir bütün olan |
| complementary demand: | tamamlayıcı talep (ortak kullanımı olan iki mala olan talep, tamamlayıcı talep |
| complementary goods: | [isim] tamamlayıcı mallar, birbirini tamamlayan mallar |
| complementary needs: | [isim] ek ihtiyaçlar |
| complementary rules: | [isim] tamamlayıcı kurallar |
| complementary supply: | birlikte üretim (bir malı üretirken , ister istemez diğer bir ürünün de üretilmesi, birlikte üretim (bir malı üretirken , kaçınılmaz olarak başka bir malın da üretilmesi |