| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| dangerous: | [sıfat] tehlikeli, riskli |
| dangerous per se: | bizatihi tehlikeli olan şey, niteliği itibariyle tehlikeli olan şey |
| dangerous bend: | tehlikeli dönüş |
| dangerous drugs act: | Alışkanık yapan bazı belirli ilaçların imalatını, satışını, reçeteye yazılmasını ve dağıtımını kontrol altında tutabilmek amacıyla hazırlanan anlaşma. |
| dangerous drugs: | [isim] tehlikeli ilaçlar |
| dangerous occurrence: | tehlikeli olay |
| dangerous accurence: | tehlikeli olay |
| dangerous goods: | [isim] tehlikeli nakliye malları |
| dangerous articles: | [isim] tehlikeli mallar |
| dangerous cargo: | tehlikeli yük |
| dangerous donor: | tehlikeli donör |