| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| delinquent: | [isim] kabahatli kimse, suçlu; ihmalkâr kimse; zamanında yapılmayan ödeme | |
| delinquent: | [sıfat] hatalı, suçlu, ihmali olan, geciktirilmiş | |
| delinquent loans: | [isim] takipteki krediler | |
| delinquent filer: | (US) gecikmiş vergi beyannamesi veren | |
| delinquent special assessments: | [isim] (US) gecikmiş vergiler | |
| delinquent magistrate: | görevini ihmal eden memur | |
| delinquent taxes: | [isim] (US) ödenmemiş vergiler | |
| delinquent payments: | [isim] ödenmemiş borçlar | |
| delinquent list: | vergi borçluları listesi | |
| delinquent minor: | kanuna karşı gelen reşit olmayan kişi | |
| delinquent tax: | (US) gecikmiş (ödenmemiş) vergi | |
| delinquent customer: | borcunu ödemeyen müşteri, mütemerrit müşteri (alıcı, kolay para ödemeyen, birikmiş borcu olan müşteri |
[ son aranan 10 kelime: workspace | pythagore | lunacy proceeding | smoothed | wither | descartes | isoproduct | tarım ekonomisi | parke | delinquent ]