TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| die: | [isim] zar, zar oyunu, barbut |
| die: | [fiil] ölmek, gebermek; canı çıkmak, sıkıntıdan ölmek; göçmek; sona ermek; solmak; sıkılmak; tatmak |
| die: | kalıp |
| die a natural death: | [fiil] eceliyle ölmek |
| die away: | kaybolmak, kesilmek, solmak, sönmek |
| die out: | nesli tükenmek, tükenmek, yavaş yavaş ortadan kalkmak, tükenip gitmek |
| die of exhaustion: | çatlamak |
| die off: | yavaş yavaş ölmek, tükenmek |
| die for: | can atmak |
| die down: | kaybolmak, bitmek, solmak, kesilmek, sönmek |
| die hard: | inatçı, dik kafalı kimse, eski kafalı kimse, tutucu kimse, dokuzcanlı şey |
| die in one's bed: | eceliyle ölmek |
| die in one's boots: | [fiil] görev başında ölmek, savaşta ölmek |