TELAFFUZKELİMEANLAM
dolu:full, filled, loaded, crowded, occupied, engaged, abounding, abundant, alive with, capacity, fraught, instinct, instinct with, laden, replete, rife, shot, shot through, steeped in, thick with
dolu:hail
dolu:full
dolu dolu:good
dolu fırtınası:hailstorm
dolu gibi yağan şey:hail
dolu halinde yağmak veya yağdırmak:[fiil]  to hail
dolu yağıyor:it is hailing
dolu yağmak:[fiil]  to hail
dolu zahire ölçüsünü bir tahta ile silerek düzeltmek:[fiil]  to strike
dolu olmak:be full, be filled with, abound, bristle, crawl, spill over with, teem
dolu şişedeki hava boşluğu:ullage



[ son aranan 10 kelime: saç kestirmek | peluş uşak pantolonu | tanıştığımıza memnun oldum | kafatası kemik tabakalarından biri | esmer pirinç | aşık etmek | bir hakkı kullanmak | welded bellows | kendini adama | dolu ]
cümle çeviri / sözlük / kullanım şartları / bize ulaşın
RoketSozluk.com 2008-2025 - Tüm Hakları saklıdır. 0.0021