TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ekonomik: | economic, economical |
| ekonomik açıdan güvenilirlik: | respectability |
| ekonomik bakımdan güçlü: | respectable |
| ekonomik biçimde: | economically |
| ekonomik darboğaza girme: | downswing, downturn |
| ekonomik kriz: | slump |
| ekonomik olmayan etkenlere bağlı değişken: | autopsy variable |
| ekonomik bağları sağlamlaştırmak: | [fiil] to tighten economic bonds |
| ekonomik ömür (bir varlığın fiziksel ve teknik olarak yararlı olabilme süresi: | economic life |
| ekonomik nedensellik: | economic determinism |
| ekonomik haklar elde etmek suretiyle yabancı bir ulusun nüfuz elde etmesi: | economic penetration |