| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| enter: | [fiil] girmek, giriş yapmak, girmek [bilg.], içeriye girmek, içeri girmek; katılmak; kaydolmak, yazılmak, kaydetmek, yazmak, sokmak; gümrük beyanında bulunmak; sahneye çıkmak |
| enter: | Barsak anlamına önek. |
| enter a hospital: | hastaneye yatmak |
| enter a protest: | [fiil] protesto etmek |
| enter an action: | dava açmak |
| enter into: | [fiil] girmek, kaydolmak, katılmak, girişmek, başlamak, duygularına katılmak, rol oynamak |
| enter into an agreement with smb: | anlaşma yapmak |
| enter into particulars: | ayrıntılara girmek |
| enter into rivalry with: | rekabete girişmek, rekabet etmek |
| enter into the spirit: | ruhunu okumak, ruhunu anlamak |
| enter up: | deftere işlemek |
| enter one's head: | aklına gelmek |