TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| extraordinary: | [sıfat] olağanüstü, olağandışı, fevkalade, sıradışı, özel; özel olarak görevlendirilmiş |
| extraordinary remedies: | [isim] olağanüstü kanuni çareler |
| extraordinary general meeting of shareholders: | [isim] olağanüstü genel kurul |
| extraordinary meeting of shareholders: | olağanüstü hissedarlar toplantısı |
| extraordinary value: | olağanüstü yüksek ücret |
| extraordinary beauty: | acaip bir güzellik, acayip bir güzellik |
| extraordinary budget: | olağanüstü bütçe |
| extraordinary items: | [isim] fevkalade kalemler |
| extraordinary expenses: | [isim] fevkalade giderler, olağanüstü harcamalar |
| extraordinary services: | [isim] sakat birine sağlanan olağanüstü hizmetler |
| extraordinary envoy: | fevkalade elçi |