| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| fiddle: | [isim] keman, dalavere, katakulli, üçkâğıt | |
| fiddle: | [fiil] keman çalmak, vaktini boşa harcamak, aylaklık etmek, ayrıntılarla ilgilenmek, üzerinde oynama yapmak, dalavere yapmak | |
| fiddle: | boş lâf, saçma, zırva | |
| fiddle about: | aylaklık etmek, vaktini boşa harcamak | |
| fiddle around: | vaktini boşa harcamak, aylaklık etmek | |
| fiddle away: | zaman harcamak, vakit öldürmek | |
| fiddle faddle: | saçma söz, saçmalık, zırva |
[ son aranan 10 kelime: kuzey kutbu yakınındaki | lean back | arkadaşlık ettiği genç kadına pol para ve hediye veren yaşlı ve zengin adam | to have known sb since he was in petticoats | basur | tarafımdan imzalanmıştır | çevrede | köri | mide ağrısı ya da hastalığı | fiddle ]