TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| first: | [isim] başlangıç, birincilik, birinci gelen şey |
| first: | [sıfat] ilk, birinci, baş, başta gelen, önde gelen |
| first: | [zarf] ilk olarak, başta, ilkönce, ilk kez, önce, öncelikle |
| first aid: | ilk yardım |
| first of all: | ilk olarak, en önce, ilkönce, herşeyden önce |
| first name: | ad, isim |
| first fruits: | turfanda, ilk yıl ürünlerinden verilecek pay |
| first floor: | birinci kat [brit.], zemin kat [amer.] |
| first year at school: | okulda ilk yıl |
| first half: | [isim] ilk yarı, ilk devre, birinci yarı, birinci devre |
| first stepping stone to success: | başarıya ilk adım |
| first lady: | başkan karısı, devlet başkanı karısı, en başta gelen kadın |
| first time: | ilk kez, ilk olarak |