| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| fiziksel: | physical, somatic | |
| fiziksel: | physical | |
| fiziksel bağlantılı: | hardwired | |
| fiziksel güç: | physical force | |
| fiziksel imkânsızlık: | physical impossibility | |
| fiziksel özellikleri: | [isim] physical description | |
| fiziksel olarak mevcut olup hemen alınıp satılabilen mallar veya eşyalar: | [isim] actuals | |
| fiziksel dağıtım (ürünleri tüketicilere ulaşması için yapılan pazarlama çalışmaları: | [isim] physical distribution | |
| fiziksel özellikler: | [isim] physical characteristics | |
| fiziksel varlığı bulunmayıp kanun tarafından şahsiyet izafe olunan şahıs: | legal entity | |
| fiziksel yapı: | set up | |
| fiziksel stok: | physical stock |
[ son aranan 10 kelime: to have one's pension inflation-proofed | weird | lifeline | opium | ...'e doğru gitmek | to oppose | laughed at | dolambaçlı yol | become numb | fiziksel ]