| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| flat: | [isim] düz şey, düz yüzey, düzlük, patlak lastik, bemol, apartman dairesi, kat |
| flat: | [sıfat] düz, yassı, yatay, kesin, kati, gazı kaçmış, tatsız, havası inmiş, patlak, durgun, tekdüze, kesat, hareketsiz, sabit, boğuk, kısık, bemol, boş, boşalmış (aku, pil vb.) |
| flat: | [zarf] düz olarak, yatay biçimde, tam olarak, bütünüyle, kesin olarak, açık olarak, faizsiz, asıl notadan aşağı olarak |
| flat bottomed hole: | düz tabanlı delik |
| flat broke: | meteliksiz, beş parasız |
| flat on one's back: | sırtüstü |
| flat spin: | (uçak) yatay viril, panik durumu |
| flat out: | büyük hızla, gayretle, yorgun olarak, bitap durumda |
| flat tire: | patlak teker |
| flat tyre: | patlak lastik |
| flat fas: | götürü fiyat, tek fiyat |
| flat nonsense: | düpedüz saçmalık |
| flat reinsurance: | feshi ihbar olunmaz reassürans |