| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| fusion: | [isim] erime, eritme, erimiş kütle, birleşme, füzyon, kaynaşma, birleştirme | |
| fusion: | kaynaşma (füzyon),çekirdek kaynaşması | |
| fusion: | 1. Kaynaşma, birleşme, erime. , 2. İki diş folikülünün bir diş yapacak şekilde kaynaşması. | |
| fusion: | 1. Kaynaşma; 2. Birbirine temas eden iki organın birbirine yapışması; 3. İki gözle görülen ayrı ayrı hayallerin birbiri üzerine intibak ederek tek bir hayal gibi görülmesi, füsyon. | |
| fusion: | kaynasim | |
| fusion bomb: | [isim] hidrojen bombası | |
| fusion candidate: | ortak aday | |
| fusion administration: | hükümet koalisyonu | |
| fusion of political parties: | siyasal partilerin birleşmesi, siyasal partilerin birleşme birleşimsi |
[ son aranan 10 kelime: cooking utensils | the hotel is booked up until september | dye works | ırak | to be quite in the dark about sth | inkâr etmek | have a right | elbise | to misbehave | fusion ]