
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| güçlükle: | hardly, ill, scarcely | |
| güçlükle yürümek: | [fiil] to pound | |
| güçlükle geçinmek: | [fiil] to eke out | |
| güçlükle karşı karşıya: | up the creek | |
| güçlükle yutmak: | [fiil] to get down | |
| güçlükle tırmanma: | clamber | |
| güçlükle karşılaşmak: | [fiil] to have a time with | |
| güçlükle karşılaşmamak: | [fiil] to have an easy time |