| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| gelen: | coming, incoming | |
| gelen: | inbound , incoming | |
| gelen kimse: | comer | |
| gelen kutusu: | inbox | |
| gelen sepeti: | in-basket | |
| gelen müşterilerin otolarını park etmek: | [fiil] to carhop | |
| gelen yük: | inward freight | |
| gelen evrakın konduğu tabla: | in tray-, in-tray | |
| gelen sinyali devamlı bir frekansa karıştıran (alıcı tipi: | heterodyne | |
| gelen evrak sepeti: | in tray | |
| gelen yolcu: | arriving passenger | |
| gelen yolcu listesi: | list of arrivals |
[ son aranan 10 kelime: gür (ses) | her bir gözlemin değerinin kısmen bir önceki gözlemin değerlerine bağlı olduğu gözlemler dizisi | southernmost | yoğurt mayası | maleficence | fallible | elbise yakası | ıstiklal marşı | kendini toparlamak | gelen ]