
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| grate: | [isim] ızgara, demir parmaklık, kalbur (maden), ocak, şömine, pencere demiri | |
| grate: | [fiil] rendelemek, gıcırdatmak, sinirlendirmek, gıcık etmek, ızdırap vermek, gıcırdamak | |
| grate on the ear: | kulak tırmalamak | |
| grate one's teeth: | dişlerini gıcırdatmak |