TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| ground: | [isim] yer, sebep, toprak, kara, temel, dayanak, dip, zemin, neden, saha, topraklama |
| ground: | [fiil] yere sermek, yere indirmek, karaya oturtmak, topraklamak, çakmak, hareket izni vermemek, dayandırmak, dayanmak, kurmak |
| ground: | [sıfat] çekilmiş, öğütülmüş, buzlu, tortulu |
| ground: | yer, toprak, zemin, cüce |
| ground: | toprak |
| ground floor: | zemin kat, giriş katı |
| ground floor (of a theater , concert hall) orchestra: | parter |
| ground water: | yeraltı suyu |
| ground landlord: | arazi sahibi, (Br) başkasına kullanması ve üzerinde ev veya başka yapılar inşa etmesi için kiralanan arazinin asıl sahibi |
| ground lighting: | yerden aydınlatma |
| ground facilities: | [isim] (havaalanı) yer tesisleri |
| ground coffee: | çekilmiş kahve |
| ground of acuse: | dava nedeni |
| ground clearance: | [isim] alt açıklık, yerden yükseklik |
| ground forces: | [isim] kara kuvvetleri |