TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
high: | [isim] yüksek yer, yüksek basınçlı bölge, büyük vites, rekor, zirve, uçma, lise | |
high: | [sıfat] yüksek, yukarı, uyuşturucu almış, üst, büyük, şiddetli, aşırı, önemli, soylu, yüce, ileri, üstün, neşeli, sarhoş, uçmuş, esrarın etkisinde | |
high: | [zarf] yüksekte, yükseğe, lüks içinde |