
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| haklı olarak: | deservedly, properly | |
| haklı olarak davranmak: | [fiil] to act with good reason | |
| haklı olarak hareket etmek: | [fiil] to act by right | |
| haklı olarak kızma: | just indignation | |
| haklı olarak sahip olunan yetki: | rightful authority | |
| haklı olarak şikâyette bulunmak: | [fiil] to complain with (good) reason | |
| haklı olarak ümit besleme: | legitimate hope |