
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| haksız: | unjust, unfair, false, wrong, unjustified, undeserved, unearned, ill-gotten, wrongful, gratuitous, inequitable, iniquitous, insupportable, invidious, raw, tortious, uncalled for, unequal, unmerited, unrighteous, unwarranted | |
| haksız olmak: | [fiil] to be wrong, to wrong | |
| haksız fiillerden veya satış veya hizmet ilişkilerinden doğan tazminat talepleri (bunlar genel olarak miktarı önceden belli olmayan taleplerdir: | unliquidated damages | |
| haksız mal iktisabı: | unjustified benefit | |
| haksız fiil olarak suçludan ceza kesilmesi davası: | [isim] actio poenalis | |
| haksız iddia ve talep bite bulunmak: | [fiil] to jump a claim | |
| haksız rekabet uygulamaları: | [isim] unfair competitive practices | |
| haksız alıkoyma tazminat davası: | action of trover | |
| haksız davranış: | tortious act | |
| haksız fiil: | tort | |
| haksız iddia: | arrogation |