| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| haksız yere: | unjustly, wrongly, unmeritedly, unduly, undeservedly |
| haksız yere hapis: | false- imprisonment |
| haksız yere hapsetmek: | [fiil] to oppression |
| haksız yere iddia etmek: | [fiil] to arrogate |
| haksız yere işten çıkarma: | discharge without cause |
| haksız yere çekilen hapis cezası: | bum rap |
| haksız yere alınan ya da alıkonan bir menkulün iadesi davası: | [isim] action of detinue |
| haksız yere sebebiyet verilen zarar sebebiyle açılan tazminat davası: | [isim] action for trespass |
| haksız yere suçlamak: | accuse falsely |