| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM | 
 | head: | [isim]  ana, baş, kafa, akıl, kelle, reis, başkan, şef, lider, müdür, yönetici, tepe, zirve, tura, köpük, kaymak, pınar başı, konu başlığı, konu, uç kısım, kişi, kişi başı, adam başı | 
 | head: | [fiil]  başında olmak, başı çekmek, yönetmek, kullanmak, yönlendirmek, gitmek, yönelmek, baş vermek, olgunlaşmak | 
 | head: | [sıfat]  baş, baş ile ilgili, baştaki | 
 | head: | baş | 
 | head: | Baş, kafa. | 
 | head house: | [isim]  maden ocakbaşı kule binası, tren garı bekleme odası | 
 | head partner: | başortak | 
 | head office and branches abroad: | [isim]  yurtdışı merkez ve şubeler | 
 | head agent: | genel temsilci, baş temsilci | 
 | head and shoulders above the others: | ötekilerin çok üstünde | 
 | head lamp: | ön far, projektör, far, ön fener, lamba, (otomobil) farı | 
 | head band: | saç kurdelesiz, başlık pervazı | 
 | head waiter: | şef garson | 
 | head start: | avans, avantaj, üstünlük | 
 | head master: | okulda müdür |