
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| her: | every, each, any, all | |
| her: | omni, pan | |
| her gün: | daily | |
| her gün işe trenle gidip gelen kimse: | commuter | |
| her gün kullanılan: | household | |
| her gün olan sıtma nöbeti: | quotidian | |
| her zaman: | any old time | |
| her zaman geçerli: | imprescriptible | |
| her zaman her yerde var olan: | omnipresent | |
| her zaman olduğu gibi: | as usual | |
| her zaman taşınan faydalı şey: | vade mecum | |
| her iki tarafın da bağımsız olduğu ve birbirlerine hâkim durumda olmadıkları bir alışverişte bulunmak: | [fiil] to deal at arm's length |