
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| here: | [zarf] burada, işte, burda, buraya | |
| here: | işte | |
| here and there: | tek tük | |
| here is: | işte | |
| here is a pretty mess: | ayıkla pirincin taşını | |
| here goes: | Haydi bakalım ! İşte başlıyorum | |
| here you are: | buyurun | |
| here we go again: | istenilmeyen bir şeyi tekrar yapmak gerektiğinde söylenir, İşte yeniden başlıyoruz, Al baştan | |
| here we go: | hadi | |
| here we go up: | hoppala | |
| Here we go.: | Yine başlıyoruz. | |
| here is the list of excursions: | gezi listesi burada. |