TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| idle: | [fiil] boş durmak, boşta olmak, boşa harcamak |
| idle: | [sıfat] boş, kullanılmayan, başıboş, yersiz, gereksiz, işsiz güçsüz, aylak, boşa geçen, haylaz, işe yaramaz, işlemeyen, çalışmayan, tembel, avare, verimsiz |
| idle: | avara |
| idle: | bos duran, aylak, eylemsiz, etkin olmayan |
| idle about: | boş gezmek, zaman öldürmek, aylak aylak dolaşmak |
| idle balances: | âtıl (boş duran) bakiye |
| idle resources: | [isim] atıl kaynaklar |
| idle money depots: | [isim] atıl para deposu |
| idle apprentice: | miskin çırak, tembel çırak |
| idle facilities: | [isim] boş duran tesisler, kullanılmayan tesisler |
| idle pulley: | avara kasnak |
| idle stroke: | ateş almama |
| idle time: | boş zaman, ölü zaman, boşta kalma zamanı, boşa harcanan vakit, (üretim) kaybolan zaman |
| idle talk: | boş konuşma, yersiz konuşma, boşboğazlık, gereksiz konuşma |