TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| incapable: | [sıfat] aciz, kabiliyetsiz, elinden gelmez, ehliyetsiz, yetersiz, elverişsiz |
| incapable: | Yeteneksiz, kabiliyetsiz. |
| incapable: | yeteneksiz |
| incapable of doing: | yapmaktan aciz, yapamaz, elinden gelmez |
| incapable of working: | çalışamaz, iş göremez, sakat |
| incapable of succeeding to an estate: | bir mirası olmaya ehil olmama |
| incapable of holding public office: | kamu görevini üstlenmeye ehliyeti olmama |
| incapable of reparation: | onarılması olanaksız |
| incapable of giving evidence: | tanıklık yapma ehliyeti olmama |
| incapable of entering into contract: | sözleşme yapma ehliyeti olmama |
| incapable child: | yeteneksiz çocuk, ehliyetsiz çocuk |
| incapable of crime: | suç işleme ehliyeti olmama |
| incapable of (to) work: | çalışamaz durumda olma |