
| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| küçük: | small, little, minor, mini, petty, petite, slight, younger, young, baby, junior, bantam, fiddling, not healthy, inconsiderable, minuscule, niggardly, one-horse, paltry, peanut, piddling, poky, remote, snug, tiddly, trifling, trivial, undersized | |
| küçük: | child, infant, young, minor, kid | |
| küçük: | mini, micro, infra, nano | |
| küçük: | minor | |
| küçük bir alanda (örneğin , bir dizi ofis) birbirlerine bağlı ama tek başlarına da çalışan kelime işlem makineleri: | [isim] lan | |
| küçük adam: | minikin, pipsqueak, peanut | |
| küçük kasa hesabının 10: | imprest accounts | |
| küçük ev: | little house, small apartment, maisonette, maisonnette | |
| küçük çocuk: | whippersnapper | |
| küçük çocuk için oyun arıyorum.: | I'd like a game for a small child. | |
| küçük çocuk için oyuncak arıyorum.: | I'd like a toy for a small child. | |
| küçük ülkelerin: | absorption | |
| küçük beyin: | cerebellum | |
| küçük çapkın: | jackanapes |