| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| kalbur: | riddle, screen, sieve | |
| kalbur (maden): | grate | |
| kalbur gibi: | cribriform | |
| kalbur gibi delik deşik etmek: | [fiil] to riddle |
[ son aranan 10 kelime: canlarım | bir başkasının içinde bulunduğu tehlikeden haberdar olmak | bumper | rack | dans eden kişi | kazançlı | outside influences | artık yok | iç karartıcı | kalbur ]