TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
knot: | [isim] düğüm, ilmek, ilmik, bağ, fiyonk, yumru, boğum, budak, sorun, topluluk, gemi sürat ölçüsü, kanut kuşu | |
knot: | [fiil] bağlamak, düğümlemek, dolaştırmak, karıştırmak, dolaşmak | |
knot of vehicles: | arabaların yığılması | |
knot that refuses to come undone: | kördüğüm |