| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM | 
|  | liquidity: | [isim]  sıvılık, akıcılık, likidite, nakit, cari aktifler | 
|  | liquidity arrangements: | [isim]  likidite anlaşmaları, düzenlemeleri, likidite düzenlemeleri | 
|  | liquidity worries: | [isim]  likidite kaygıları | 
|  | liquidity measures: | [isim]  likidite önlemleri | 
|  | liquidity battle: | [isim]  likidite kavgası | 
|  | liquidity diversification: | faiz oranlarındaki dalgalanmalara karşı korunmak amacıyla kısa, orta ve uzun vadeli tahviller satın alma | 
|  | liquidity crisis: | [isim]  likidite krizi | 
|  | liquidity crunch: | [isim]  likidite darlığı, likidite sıkıntısı | 
|  | liquidity ratio: | [isim]  likidite oranı, likidite rasyosu | 
|  | liquidity risk: | [isim]  likidite riski | 
|  | liquidity trap: | [isim]  likidite tuzağı (bir ekonomide faiz oranlarının çok düşmüş olmasından ötürü yatırımcıların tahvil alımından kaçınmaları |