TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| lock: | [isim] kilit, boyunduruk, kanal havuzu, bukle, lüle, kıvırcık sakal |
| lock: | [fiil] kilitlemek, birbirine geçirmek, durdurmak, bloke etmek, kanal havuzuna sokmak, bağlamak (para), birbirine geçmek, takılmak |
| lock away: | kilitleyip kaldırmak |
| lock gate: | kanal havuzu kapağı |
| lock in: | üzerine kapıyı kilitlemek, içeri kilitlemek |
| lock out: | içeri sokmamak, dışarıda bırakmak, lokavt yapmak, toplu olarak işten çıkarmak |
| lock out: | eszamanlama yitimi |
| lock stock and barrel: | baştan başa, tamamıyla |
| lock or tress of the hair of one's beloved: | zülüf |
| lock of hair: | kâkül, saç buklesi |
| lock picking: | [isim] çilingirlik |
| lock up: | kilitlemek, kilit altında saklamak, hapsetmek, bloke etmek, bağlamak (para) |