| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| locked: | [sıfat] kilitli, birbirine geçmiş, kenetlenmiş, sıkışmış |
| locked by mountains: | dağlarla çevrilmiş |
| locked bite: | oklüzyon halinde alt çenenin lateral hareketlerini kısıtlayan veya tamamen engelleyen, diş eksen veya tüberkül ilişkileri nedeni ile ögütme hareketlerinin yeterli yapılamadığı durum. |
| locked oscillator: | eszamanlanmis salingac |
| locked warehouse: | [isim] gümrük antreposu |
| locked canal: | kapalı kanal |
| locked out: | lokavt yapılmış |
| locked up: | kilit altında |
| locked in a close embrace: | sarmaş dolaş |