| TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| look: | [isim] bakış, bakma, nazar; görünüş; yüz ifadesi | |
| look: | [fiil] bakmak, görünmek; ummak, ümit etmek; göstermek | |
| look: | bakın | |
| look a sight: | berbat halde olmak, perişan görünmek, pasak içinde olmak | |
| look about: | etrafına bakmak, bakınmak | |
| look forward to: | sabırsızlanmak, sabırsızlıkla beklemek, beklemek, can atmak, iple çekmek | |
| look at: | bakmak, gözden geçirmek, göz atmak, göz önüne almak, seyretmek | |
| look at smb. askance: | göz ucuyla bakmak, şüphe ile bakmak | |
| look at with the eye of: | gözüyle bakmak | |
| look up: | yukarıya bakmak, üstün görmek, saygı duymak, düzelmek, sözlükte aramak, uğramak, ziyaret etmek | |
| look up and down: | baştan aşağı süzmek | |
| look after: | bakmak, ilgilenmek, idare etmek, çekip çevirmek | |
| look after number one: | kendi çıkarına bakmak, kendi çıkarını düşünmek |
[ son aranan 10 kelime: mek amacıyla | genişlemek | enmesh | riches | cila bezi | gastrogavage | pazarın bir bölümü | iraq | nobel ödülü | look ]