TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| make: | [isim] yapı, yapılış şekli, biçim; verim, kazanç |
| make: | [fiil] yapmak, etmek, yaptırmak, sağlamak; elde etmek; varmak; ilişki kurmak |
| make: | Elektrik devresinin kapanması. |
| make use of: | kullanmak, faydalanmak, yararlanmak |
| make sense: | mantıklı olmak, akla uygun gelmek, anlamı olmak |
| make a fuss: | karışıklık çıkarmak, yaygara koparmak, sorun çıkarmak, mesele çıkarmak |
| make up: | [isim] oluşturmak, toparlamak, barışmak, uydurmak, uyduruvermek, makyaj yapmak, telâfi etmek |
| make up a purse for: | parası biriktirmek, para biriktirmek (için) |
| make up exam: | bütünleme sınavı |
| make up for: | telâfi etmek |
| make up for lost time: | zaman kaybını telâfi etmek |
| make a bargain: | anlaşmak (pazarlık) |
| make a beeline for: | kestirmeden gitmek, doğruca gitmek |