TELAFFUZ | KELİME | ANLAM |
| marked: | [sıfat] işaretli, dikkat çekici, belirgin, mimli |
| marked by accidents: | kazalı |
| marked progress: | dikkate değer ilerleme |
| marked absence of supporters: | destekleyicilerin büyük çapta bulunmaması |
| marked by repetition: | tekrarlı |
| marked by unpleasant events: | hadiseli |
| marked with lines: | çizgili |
| marked goods: | [isim] markalı mallar, işaretlenmiş mallar |
| marked notes: | [isim] bir hırsızı yakalayabilmek için işaretlenmiş paralar, işaretlenmiş paralar |
| marked by prominences and indentations: | oylum oylum |
| marked and numbered: | işaretlenmiş ve numaralanmış |